18 Eylül 2012 Salı

Üşengeç.. / Kaç oldu sayamadım.

Bayadır internete giremiyorum be genşler. Yazmaya zamanım oldu ama kafamı yine toparlayamadım.
Yeni 2 - 3 bölümlük bir hikayeye başladım.
Adı "Hipersomnia" Bir gencin adıyla tezat olan hikayesini anlatıyor.

Zaman bulursam Junjou Romantica adlı animenin tanıtımı yapacağım.

Birazda Aydınlıktan kısa bir demeç vereyim; 


Samuel




“Bu kadar güçsüz olduğumu bilmiyordum..”



“Sana hiç dokunmamışım,
 Hayatına hiç girmemişim,
Beni hiç tanımamışsın gibi, mutlu ol.. Seni seviyorum.”






                                                              “1320”

“Büyük olan ben olmama rağmen, onu arkasından izledim hep..”
Ağaçlarının arasında güneşin toprağı ısıttığı nadir yaz gününde omzuna yaslanıyordu Ahen.  Havada uçuşan kiraz çiçeklerinin sorgusuzca üzerine düşmesini çok seviyordu.

“Bencildim. Ne istediğini bilmeden onu değiştirdim. Ama mutluyum. Eşit olmasak bile gizlendiğimiz sığınağımızda eşittik. Prens veya uşak kavramı yoktu. Samuel ve Ahen vardı. Bencilim. Çünkü o beni seviyor. Artık hiç başlamasını istemediğim günleri iple çeker oldum. Bu yerde benim ve bana ait olan birinin varlığı mutlu ediyor. Tatlı sözlerle beni kurtarmasını bekleyemem. Ölüme yaklaşsam da bu benim olduğu gerçeğini değiştirmiyor..”

“Bunları düşünecek zamanımız yok..”
“İleride ne yapmayı planlıyorsun?”
“Senin yanında olmayı.”
Utandı. Ama buna hiç gerek yoktu. Boş boşuna kuruntu yaptığını ondan daha iyi biliyordu. Hayal dünyasında kaybolan biri olmaktansa acıyı yaşayarak öğrenmeyi tercih ederdi. En azından bulunduğu konum bunu yapmasını gerektiriyordu. Arkasında onun yaptıklarını görmesini istemediği biri olunca nasıl hızlıca kaçıyorsa bu sefer de aynısını yapabilir miydi bilmiyordu. Gözleri gökyüzüne bakmak istese de onun yanındayken hiçbir saniyeyi kaçırmak istemiyordu. Her ne kadar midesi yansa da kalbi yerinden çıkacakmış gibi astada özünde ondan başka hiçbir şey  istemiyordu. Zamanla oynayıp atacağı bir oyuncaktı o babasına göre. Ama çok fena yanılıyordu..  Yanaklarında kızarıklığı fark  etmeden cevap vermeliydi. Çenesini saçlarına yaklaştırdı. Herkesten saklı tuttuğu elini daha da sıkı kavradı.
“Kalp atışlarımı hızlandırıyorsun.”
Sağ elini yerden kaldırıp göğsüne bastırdı.
“Dinlememe izin ver.”
Yeni açan ortanca çiçekleri gibi tehlikeliydiler. Güzel görünüp hoş kokmasına rağmen, zehirliydi içi. Samuel Ahen’yle beraber çiçek açıp solmak istiyordu. Henüz duygularına yeniden yön verecek yaşta olmasına rağmen koparıp atamıyordu içinde filizlenen ortancayı.
“Samy”
Dudakları nefesini engelleyecek kadar yaklaştığında onu durdurması gerekiyordu. Hiç kimse göremezdi ama yinede heyecanını bastıramıyordu. Güneşin dalların arasında parladığı bu yer onlar için özel olacaktı birkaç dakika sonra.
“Seni seviyorum.”
İlk adımı atan hep Ahen’di. O sözlerinde emin değildi hiçbir zaman.
“Belki  seviyorum., Sanırım sensiz yapamıyorum, benim için önemli olabilirsin..” gibi belirsiz cümleler birbirlerini takip ediyordu.
“İlk başta seni sevme hakkı vermediler bana. Sevecek kimsem yoktu. Bende sen beni sev istedim.”
Çimenlere uzandılar. Düşündüğünde gözlerinde ki mavi derinlik kimsede yoktu. Binlerce kişinin yaşadığı bu sarayda hiç kimse ona böyle bakmamıştı. Yada cesareti mi yoktu.?
“Kaçabilir miyiz ki?”
Ahen uzanmış Samuel ise sağ dirseğine bütün ağırlığını vererek yaslanıyordu.
“Tabiî ki..
Yer çekimine karşı koyamadığı saçları dökülüyordu omzundan aşağı. Ahen eliyle okşamaya yeltendi “..senin için bir problem olmasa”
Sağ dirseğinin hiç kımıldatmadan sol eliyle omzunu sıkıca kavradı.
“Bu sefer.. kontrolü ben ele alacağım.” Siyah saçları tamamen çimenlere değdiğinde artık geri dönüşü yoktu.. Onu öpmüştü bi kere..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Free Website templateswww.seodesign.usFree Flash TemplatesRiad In FezFree joomla templatesAgence Web MarocMusic Videos OnlineFree Wordpress Themeswww.freethemes4all.comFree Blog TemplatesLast NewsFree CMS TemplatesFree CSS TemplatesSoccer Videos OnlineFree Wordpress ThemesFree CSS Templates Dreamweaver