11 Ağustos 2012 Cumartesi
Anestezi Geçtikten Sonra Nr. 2
Saatten pek emin değilim. 2'yi geçiyor sanırsam yani tarih 29/12 olalı çok olmamış ve ben gecenin karanlığında uyuyamıyorum yine her zaman ki gibi.
Öyle karışık şeyler yazmaya gerek yok. Bu sefer de yine aynı şeyleri anlatmayacağım ne ona olan aşkımı nede onun bana olan ilgisizliğini..
Kaç dakika geçti bilmiyorum üzerinden ama ışıkları açık olan oturma odasına gittiğimde başım ağrımadığı halde ondan ağrı kesici istedim. Dün beynimi matkapla oyuyormuş gibi hissettiren ağrı bugün uykuya yenilmiş olmalı.
Saat 2 ve ben sol kulağımda şeytanın soluğunu duyuyorum. Konuşmuyor benimle. Oda küs bana.. "Ruhu sattında ne oldu" diyor en sonunda. "Değdi mi ?" Gözlerimi kapatıp iç geçirirken onu yok sayıyorum adeta.
Ben.. Şeytanın sorusunu cevapsız bırakıyorum. Sanki 40 yıllık dostmuşuz gibi..
"Senin adını cümlede kullanırken virgül ile ayırmıyorum. Alınıyor musun?" diye soruyorum.
"Ben senin ruhunu buharlaştırıp yok ettim. Sen kızmıyor musun asıl ? " diyor.
100 yıl gibi gelen on saniye boyunca cevap vermiyorum.
"Evet" çıkıyor ağzımdan..
Aldığı cevaplar onu tatmin etmiş gibiydi. Eliyle elimi tutarken bir yandan da soluğumu kesiyordu. O anda o acıya katlanamayıp karşı çıkabilirdim. Çıkabilirdim ama çıkmadım. Sanki bir nehrin içinde çırpındıkça dibe batıyor, nefes aldıkça ciğerlerime su doluyordu. Her nefeste biraz daha su. Ciğerlerime su doldukça nefes alamıyor ve çırpınıyordum. Yuttuğım her su damlası öyle acıtıyordu ki canımı, nefes borusuna kaçan su, saniyeler boyunca acıtır ya, onun 100 katını çekiyordum..
100 sayısıyla bir alıp veremediğim yok çünkü daha yaşlanmadım ve sanırım ruhumu geri aldım.. Artık o benim en iyi dostum.. ve her gece toplanıp grup yapıyoruz..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder